Ünlü Şairler ve Şiirler 1
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun. Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu…
Ünlü Şairler ve Şiirler 2
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin… Fedakârlığımı anlıyorsun: vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar… Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından…
Ünlü Şair Necip Fazıl’da Ben Duygusu
Ünlü Şair Necip Fazıl’da Ben Duygusu Necip Fazıl üstadı anlamak onun yaşantısı ve şiirlerini okuyup özümsemekle mümkündür. Gençliğindeki ruh hali ve şiirleri ile sonraki yazdıkları arasındakileri kıyaslamak bile onu hissetmemize yardımcı olacaktır. Necip Fazıl, hayata ve şiire ‘ben’ olarak başlayanlardandır. Babası, ailesini terk etmiş ve erken yaşta ölmüş, annesi ailesinin yanına dönmek zorunda kalmıştır.Büyük umutlarla gittiği Paris’ten, bir sene sonra hiçbir şey gerçekleştirememiş olarak ve üstelik zararlı alışkanlıklarla dönmüştür. Bunun sonucu olarak kesif bir başarısızlık ve işe yaramazlık krizi doğmuştur, Necip Fazıl’da. (Bu durumu, piyeslerinden Reis Bey’de açıkça görüyoruz. Dikkatle bakılırsa şair, bu eserinde bir nevi kendinden intikam almaktadır.) Ruhu böyle bir yandan acıyla beslenirken öte yanda dedesi…
Nurulllah Genç
NURULLAH GENÇ KİMDİR ? 09.09.1960 yılında Erzurum’un Horasan ilçesinde doğdu. Boyacılık, garsonluk, bulaşıkçılık yaptı. Ayakkabı boya fiyatını 50 kuruştan 25 kuruşa düşürdü. Ayakkabısının rengine, oturduğu kahvehaneye gidiş saatine ve hangi sıklıkta boya istediğine göre müşteri arşivi oluşturdu. 3ncü Sınıfta gece fırında çalıştı, gündüz okula gitti. Yakınları sınıfta kalacağını düşünürken, okul birincisi oldu; Parasız yatılı sınavlarına girdi. Parasız yatılıyı kazanmış olduğunu öğrenince, Lisenin hemen bitişiğindeki yurt binasına yerleşti. Bir boya sandığı yaptırarak ders çıkışlarında yurt kantininde boyacılık yapmaya başladı. Ödev yapma zamanı olmayan öğrenciler için para karşılığı ödevler yaptı. Dört yıl böyle devam etti. Lise yılları boyunca derslerin dışında çok sayıda kitap okudu. Şiir çalışmaları yaptı ve ödüller aldı. Tarım ve…
Ünlü Şair ve Edebiyatçıların Doğum / Ölüm Tarihleri
OCAK 2 OCAK -1852 Abdülhak Hamit Tarhan doğdu. 2 OCAK -1980 Mustafa Nihat Özön öldü. 2 OCAK -1981 Eflatun Cem Güney öldü. 3 OCAK -1501 Ali Şir Nevai öldü. 3 OCAK -1799 Şeyh Galip doğdu. 4 OCAK -1927 Süleyman Nazif öldü. 5 OCAK -1975 Arif Nihat Asya öldü. 9 OCAK -1945 Osman Cemal Kaygılı öldü. 9 OCAK -1964 Halide Edip Adıvar öldü. 9 OCAK -1990 Cemal Süreya (Seber) öldü. 10 OCAK -1635 Nevizade Atayi öldü. 12 OCAK – 1900 Abdülbaki Gölpınarlı doğdu. 13 OCAK -1973 Sabahattin Eyüboğlu öldü. 14 OCAK -1944 Mehmet Emin Yurdakul öldü. 17 OCAK -1954 İsmail Habib Sevük öldü. 17 OCAK -1957 Edip Ayel öldü. 18 OCAK…
İbrahim İnecik Şiirleri
İbrahim İnecik Şiirleri
AHMET MUHİP DRANAS ŞİİRLERİ
KAR Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanlık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze, inceden. Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan, Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan Sesin nerde kaldı? kar içindesin!
KARACAOĞLAN ŞİİRLERİ
EVVELİ YALAN DÜNYA Evveli yalan dünyaya, Kur’an m’indi, hece m’indi? Haydin danışak alime, Gündüz m’indi, gece m’indi? Melekler safa düzüldü, İblis’in bağrı ezildi. Dört kitap nerde yazıldı? Yoksa gökten hoca m’indi? Melekler Mevla’nın hası, İblis ona oldu ası. Gökten o kudret lokması, Toka m’indi, aca m’indi?
AHMET HAŞİM
GECE Titreyen ellerimle penceremi Açtım afaki leyle karşı… Yine Gecenin gölgeden manazırına İmtizac eylemiş nücumü bahar… Sihri eb`at içinde şimdi gümüş Bir sehap andıran miyah uyumuş.. Kalbi seydayı leyl olan rüzgar Esiyor gölgelerde velvelekar… Ah o bir aşkı bi-tenahi mi Geceden, tudei manazırdan Yükselen rasei humarü buhar? Sanki hulyayı vasla müstağrak Sebi bir itri hisle doldurarak Dolaşan, titreşen kadınlardı… Sanki bir savti gaibü mühtez Kalbe bir aşkı bi-vefa yetmez ‘Seviniz, muttasıl sevin! ‘ derdi * * * * * * * BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi… sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine…
AHMET HAMDİ TANPINAR
YAĞMUR Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde, Bir parça uzaklaş kederlerinden. Bir ruh gülümsüyor gibi derinden, Mehtabın ördüğü saatler nerde? Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin, Yağmur ince ince toprağa sinsin, Bir başka alemden gelmiş gibisin, Dalmış gözlerinle pencerelerde * * * * * * * SELAM OLSUN Selâm olsun bizden güzel dünyaya Bahçelerde hâlâ güller açar mı? Selâm olsun sonsuz güneşe, aya Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Ünlü Şair Cemal Süreya Şiirleri
SEVGİLİM BİR GÜNÜN Sevgilim, bir günün ortası şimdi Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık, Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde Uzat bana uzat ellerini İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu, Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor Ben seni düşünüyorum seni Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi Kalbim diyorum kalbim Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi Aşkı anılar besliyor düşler kadar Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır Sevgi eskidikçe sevgi. Günümüz ekmeğimiz, türkümüz Çoluğumuz çocuğumuz Binalar yan yana yükselip gidiyor Vapurların ağzı köpük içinde Uzaklarda ne kapılar açılıyor Tirenin biri bir istasyona varıyor Ordan çıkıyor biri. Her şey biliyor her şey…
Pir Sultan Abdal Şiirleri
ALÇAKTA YÜKSEKTE YATAN Alçakta yüksekte yatan erenler Yetisin imdada aldi dert beni Basimi alip hangi yere gideyim Gittigim yerlerde buldu dert beni Oturup benimle ibadet kildi Yalan söyledi de yüzüme güldü Yalin kiliç olup üstüme geldi Çaldi bölük bölük böldü dert beni Üstümüzden gelen boran kis gibi Yavru sahin pençesinde kus gibi Seher çagi bir korkulu düs gibi Çagirta çagirta aldi dert beni Abdal Pîr Sultan’im gönlüm hastadir Kimseye diyemem gönlüm yastadir Bilmem deli oldu bilmem ustadir
Ümit Yaşar Oğuzcan
“Sen gidersen ey sevgili, Ben biterim, şiir biter..” — Ümit Yaşar Oğuzcan * * * * * * * Söyleyin ey çizgiden hayaletler Artık ihtiyar olduğumuz gerçek mi? Kaybolan o gamsız saatler Hiç geri gelmeyecek mi? Söyleyin ey çizgiden hayaletler İn misiniz, cin misiniz Ya siz, ey eşsiz faziletler Fazilet olduğunuza emin misiniz? ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN * * * * * * * Nice insanlar gördüm ki ben Dudaklarında en ateşli türküler Barış içinde yaşamayı bilmeden Bir savaş meydanında öldüler Nice insanlar gördüm ki ben Dudaklarında en bayağı şarkılar Ve gözlerinde ihtiras ışığı eksilmeden Birer ilah gibi yaşadılar * * * * * * * İstersen mutlu oluruz seninle Evimiz…
Friedrich Schiller
Yıl 10 kasım 1759 Doğdu alman şair Friedrich Schiller Macbach’ta Haydutlar adlı eseriydi Onu ünlü yazar yapan Parasız olan babası memurdu Kıt kanaat geçinen Yine de tıp’a kadar okuttu Schiller’i Parasız okullarda Hayatı hep sersericeydi İçinden çıkılmaz dertleriyleydi Körner adlı bir hayranının evinde Doğdu Don Carlos adlı eseri Usta oyuncuların yeteneğiyle Büyüdü tiyatro eserleri Çok beğenildi seyircileri ardından sürükledi Shakespare gibiydi Schiller Eserleri birbirine yaklaşan Eserleri ile özgürlüğü savunan Messime’nin Nişanlısı’nda Kader motifidir anlatımı Orleans Bakiresi’nde Tarihi efsane serbestliğe sarılmıştı Schiller, ahlak düşüncesindedir Tiyatro ona göre Erdem’i, insan özgürlüğünü Onuru, saygıyı işlemelidir Belki de en güçlü eseridir Wallenstein’ın Ölümü Onun ustalığının düğümü Almanya’da şiirleri okunup ezberlenmiştir Bütün okullarda Onun şiirlerinde işledikleri Destansı,…
DİDEM MADAK
Didem Madak: “Hayatımla ve bir kadın oluşumla ilgili çözemediğim bazı meselelerim var. Bütün bunlar yokmuş gibi davranıp kitabi şiirler yazamam. Şiirlerim ütüsüz ve buruşuk gezdirdiğim ruhumun diyeti bence. Bu yüzden hepsi benden parçalarla dolu. Bu yüzden biraz ‘kadınsı’, durup dururken bağıran şiirler.” MÜJDE BİLİR– Sevgili Didem, ilk kitabın İnkılap 2000 Şiir Ödülü’nü almıştı ve “Grapon Kağıtları” adını taşıyordu. Kısa bir süre önce de ikinci şiir kitabın “Ah’lar Ağacı” (Everest Yay.) yayımlandı. Kitaba adını veren uzun şiirde “(…) Ne diyecektin, ne söyleyecektin/Şairlerin şahı olsan,/bir AH’dan başka./Ah benim nergis kokulu cehaletim/Bana yılarca, bunca sözü boşa söylettin./AH!” diyorsun. Nasıl bir yolculuktur, seni, “ah!” sesine getiren? DİDEM MADAK- Grapon Kağıtları’ndaki şiirleri yazdığım dönemi izleyen üç seneye…
TURGUT UYAR
Turgut Uyar (d. 4 Ağustos 1927, Ankara – ö. 22 Ağustos 1985, İstanbul TUT Kİ BEN tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan ya da çok iyi bir şiir yazsan bir saatin aralıksız işleyişi bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi onun için her akşamı iyi yaşamalıyım yani kıskanılan onu demek istediğim hepsi TURGUT UYAR * * * * * * * TURGUT UYAR’IN MEŞHUR SÖZLERİ Her kadın hoşlandığı adamın soyadını aldığında nasıl durur diye içinden söylemiş ya da bir yerlere yazmıştır. Turgut Uyar Az sözle çok şey anlatacaksın. Seni seviyorum diyeceksin sadece ama öyle her zaman değil, yalnızca…
PABLO NERUDA
Pablo Neruda (Asıl ismi: Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto) (12 Temmuz 1904 Parral, Şili – 23 Eylül 1973 Santiago), * * * * * * * BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara. Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece