
Ünlü Şairlerden ÖLÜM Şiirleri
TABUT
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Şiirin Videosu : https://www.youtube.com/watch?v=xa4hd7NbJG4
* * * * * * *
ŞAİRİN ÖLÜMÜ
Ne bir damla gözyaşı, ne yerde yaslı bir mum;
Hazin, loş odalarda ölümü sevmiyorum.
Bir çığ sesiyle nasıl inlerse bir uçurum
Benim öyle verecek kalbim son nefesini…
Titreyen dallarını açıp göklere kadar,
Hıçkıracak ney gibi sülün boylu kavaklar,
Talihimin göğsümde hapsettiği canavar
Derin çıtırtılarla kıracak mahpesini…
Ardımda binbir gönül, ıstırabımdan derin,
Matemini tutacak bir mukaddes kederin;
Ölümün gösterecek dünyaya ölümlerin
Hem en şereflisini, hem de en mukaddesini…
Gözlerim çektiğimi ifşa etmese bile
Kalbimden ayrılınca ruhum gelecek dile:
Yüzbin yıllık kâinat hummalı bir vecd ile
Dinleyecek ilk defa ıstırabın sesini…
Her gün bir parça daha fazla yalçınlaşarak
Bir uçurum olunca bana sevdiğim kucak,
Fırtınalı göklerden ölümüm andıracak,
Yıldırımla vurulmuş kartalın düşmesini…
Vasfi Mahir Kocatürk
* * * * * * *
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret kodun beni kavim kardaşa
Sebep gözden akan bu kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karac´oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karacaoğlan
* * * * * * *
RİNDLERİN ÖLÜMÜ
Hafız´ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz´ı hayal ettiren ahengiyle.
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi .
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.
Yahya Kemal Beyatlı
* * * * * * *
SEVMEK İÇİN GEÇ ÖLMEK İÇİN ERKEN
akşamın acı su karanlığı içinden
soğuk kadife teması yalnızlığın
şuh bir kahkaha balkonun birinden
gizli işareti midir bir başlangıcın
sevmek için geç ölmek için erken
başbaşa çay elele yürümek derken
boğaz vapurları mı iskele sancak
telefonda kaybolmak sesini beklerken
insan insanı yeniler doğrudur ancak
sevmek için geç ölmek için erken
içimdeki gökkuşağı besbelli neden
bulutların içinden kuşlar yağıyor
bir şiire başlarsın birini bitirmeden
hiç kimse gözlerine inanamıyor
sevmek için geç ölmek için erken
sevmek sevildiğini bile farketmeden
yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
sevmek zehir zemberek ve yürekten
gecikerek de olsa vuruşur gibi
sevmek için geç ölmek için erken
Attila İlhan
* * * * * * *
ÖLMEK YASAK
daha önce bıçaktan hiç su içmedim
hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım
gururlu bir gemiyim oldum bittim
sabah olur yelkenlerimi saklarım
özgürlük dediğim yerde demirledim
üstüme varma bulutları tutamam
böyle paldır küldür gideceklerdir
gelmezsen farketmez kimseyi aramam
asıl sevdiklerim en içimdekilerdir
onlarla yaşarım eğer yaşarsam
olur mu gecemi yeşile çalmak
yıldız çivilemek parmakuçlarıma
ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
hiç doğmamayı isterdim ama
bir kere doğmuşum ölmek yasak
ATTİLA İLHAN
* * * * * * *
YAŞAYAN ÖLÜM
Gözlerini kaçıramazsın, geçmiş ola
Artık derebeyindir senin o görmüşlüğün
Köleliğin sana işitir yaşlandıkça o ve sen
Onun yaşamışlığındadır senin ölmüşlüğün
Artık o sende hep yaşayan bir ölüm
Başka görüntülerle gelir öbür açılarıyla
Seni yerinden eder, gider,
Gelir yerinden eder…
Pasını siler, kimse anlamaz sen anlarsın
Sen anladıkça o sende hep yaşayan bir ölüm
Özdemir Asaf
* * * * * * *
ÖLMEYEN
Sana geliyorum, sana,
Beni anla,içimdeki şeytan.
Yalnız sensin doğru söyleyen.
Gerekince kaçan,gerekince gelen.
Denizin yüzünde geceleyin,
Karanlıkları işleyen renkleri görmek senden.
Senden,bazı kelimelerin farkedilmemiş güzelliğini anlamak,
Unutulmuş yaşamaya başlayıvermek birden.
Sana geliyorum,doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan.görünce gören.
Sevmesini iyi bilirim,düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.
Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız,gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil,bilsinler,biliniz.
Sen,
Vurunca vuran,gülünce gülensin.
Sesin,yüzün,ellerin yüzde-yüz senin.
Sen ölmeyensin
Özdemir Asaf
* * * * * * *
ÖLÜMÜN YÜKSELİŞİ VE ÇÖKÜŞÜ
Ne zaman bir yakını ölse birinin,
Onu ilk-ölüm sanır kalır o.
Ne zaman bir sevdiği ölse birinin,
Onu en-ölüm alır kalır o.
Ne zaman bir saydığı ölse birinin,
Onu hep-ölüm bulur kalır o.
Ne zaman bir-bildiği ölse birinin,
Onu son ölüm sayar kalır o.
Ne zaman bir umduğu ölse birinin,
Onu yok-ölüm duyar kalır o.
Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlerle yaşar kalır o.
Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.
Özdemir Asaf
* * * * * * *
ÖLÜM GÜZEL ŞEY
Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber
Necip Fazıl Kısakürek


9 Yorum
CAN.Ç
Gece yorgundu saatten
Umutlar tükenmiş
Huzur uzaklarda
Kaçış yoktu ölümden
Asıktı sigaranın dumanı hüzünden
Çaresi yok
Geleceği sır
Kaçış yoktu ölümden
Derin bi uyku denizine daldı birden
Boğuldu rüyalarında
Sessizlik konuştu sonunda
Kaçış yoktu ölümden
Nuri Hakan Tataroğlu
İKİ METRE BEZ
İNSAN GELİR DÜNYAYA
SARARLAR KUNDAK DENEN İKİ METRE BEZE
İNSAN ÖLÜR GİDER
SARARLAR KEFEN DENEN İKİ METRE BEZE
özlü,ibret verici fakat kısa bir şiir, okunmaya ve okutulmaya değer
Bu şiiri yazan Nuri Hakan Tatroğlu fani fert gezgin gurme halk ozanı araştırmacı şair
Cahit Karaç
AKLIN YOLU BİR
Allah’ım yağmurlarda yıka beni.
Arındır günahlarımdan sen beni.
Esirgeme rahmetini, lütfeyle.
Niyet edip, teslim oldum, affeyle.
Çalışıp kazanmayı, nasip eyle.
İhsanını esirgeme, bol eyle.
Kula muhtaç edip, boyun eğdirme.
Senden başka ilahlar edindirme.
Aklın yolu bir, doğruyu sen göstersen,
İnsan onuruyla yaşat beni, sen.
Her iki dünyada mahcup etmeden,
Rızanı kazanmayı sen bana nasip etsen.
Seninle var olup, seninle yok olsam.
Nefsimi terbiye edip rızanı kazansam,
Senden başka ilah edinip, tapmadan,
İnsan olmanın onuruyla yaşayıp, şerefiyle ölsem…
2001 / Cahit KARAÇ
Cahit Karaç
Umut
Çocukluğumu hatırlamıyorum,
Nerde, ne zaman geçti.
Gençliğimi bilemiyorum,
Nasıl ziyan olup gitti.
Hep vaatlerle avunduk,
Umutlarımız boşa gitti.
Üzülüyorum baharlara,
Yaşanmadan geçip gitti.
Nerdeyse ömrüm yarım asır,
Onlarca yazı, kışı yaşadım.
Ömrümün yarısı çoktan geçti.
Her şeyin farkındayım.
Bitişe doğru, her gün koşuyorum.
Her şey bir gün bitecek, biliyorum.
Çocuklarımız yaşasın istiyorum.
Sevgi dolu, mutlu gelecek, yıllar diliyorum.
Cahit Karaç
Cahit Karaç
Efendim, ben konuuşmayım. Şiirlerim konuşsun. Daha ben ne diyeyim.
Efendim
Kime ne diyeyim /söyleyeyim.
Kendimden başkasına
Geçmez ki, sözüm.
Birine bir şey diyeyim /söyleyeyim.
Ya söyleyince,
Tutulmazsa sözüm.
Geri dönüp
Kendime ne diyeyim / söyleyeyim…
26.01.2012 /28.02.2013
Cahit KARAÇ
Cahit Karaç
Kardeşiz
Tarihte hepimiz kardeştik.
Acı da kıvançta birleştik.
Hep beraber tarihleştik.
Şimdi neden kalleşlik.
Adem’den bu yana var insanlık.
İslam’dan önce Hıristiyanlık,
Hepsinin gayesi kardeşlik.
Şimdi neden kalleşlik.
Allah’ın bizden istediği birlik.
İnsanlığın gayesi barış ve kardeşlik.
İslam’la tekamüle eriştik.
La ilahe illallah ta birleştik.
Şimdi neden kalleşlik.
Cahit Karaç
Cahit Karaç
Ölüm
Tenime renk, gözlerime fer veren,
Aklıma yön verip, beni ?ben? eden,
O ışık, çıkıp gitti mi benden,
Beden toprağa, ?ben? gömülür karanlığa,
Geri de ne ?ben? kalır, ne de beden.
El, kol oynamaz; dil söylemez olur.
Doğan güneş, artık görünmez olur.
Benim dediğin her şey, artık yalan olur.
Beden toprağa, ?ben? gömülür karanlığa,
Geride ne ?ben? kalır, ne de beden.
Sönünce ışık, kalp durur, beden soğur.
Yaz, kış, bahar dört mevsim bir olur.
Hatıralar silinir, düşler görünmez olur.
Beden toprağa ?ben? gömülür karanlığa,
Geride ne ?ben? kalır, ne de beden.
Bu yolculukta hüzün keder, umut azık olur.
Düşler gerçek, hayaller hepten yalan olur.
Geride sadece sen gitmeden önce ektiğin,
Yeşerip tomurcuk olan, sevgi çiçeklerin kalır.
Beden toprağa ?ben? gömülse de karanlığa,
Berzahta, Hak yanında uyuyana işler kolay olur.
Cahit Karaç
Not; Benim şiirim, herhalde ölüm şiiri değil, sanki diğer şiirler benimkinden çok güzel.Anlam ve mana olarak diğer şiirlere göre en az on kat daha iyi. Sevgi ve saygılar.
ophelian
Cahit Bey
Bu anlamlı şiiriniz için siirleraslabitmemeli.com adına çok teşekkür ediyorum.
Uğur Demiröz
Saygılar
Şiirleriniz hiç bitmesin
bharrrrrrrr
Sevgiye on kala ölüme beş şiiri kesinlikle attila ilhana ait değildir. Aziz Nesine aittir.